Блейк Пирс - Alınan стр 7.

Шрифт
Фон

April sanki daha iyi biliyormuş gibi gülümsedi.

“Hadi anne. Gereğinden fazla endişeleniyorsun. Diğer ajanlar da böyle söylüyor. Onları bu konu hakkında konuşurlarken duydum. Peterson’un kesinlikle öldüğünü ve senin bunu kabul etmediğini söylediler. O taşları oraya kim koyduysa büyük olasılıkla şaka yapmak için koymuştur dediler.”

Riley köpürmüştü. Bir an o ajanları eline geçirmeyi çok istedi. Kızının duyabileceği biçimde kendisi hakkında ters ve sinir konuşmuşlardı. April’a onların isimlerini sormayı düşündü ama sonra vazgeçti.

“Beni dinle April,” dedi Riley. “Birkaç günlüğüne iş için kasaba dışına çıkmam gerekiyor. Hemen gitmeliyim. Seni babanın evine bırakacağım. Orda kalmanı istiyorum.’’

“Neden seninle gelemiyorum?” diye sordu April.

Riley gençlerin bazı konularda nasıl bu kadar aptal olabildiklerini merak etti.

“Çünkü bu dersi geçmen gerekiyor.’’ dedi. ‘’ Bu dersi geçersin ya da okulda geride kalırsın. İngilizce bir gerekliliktir ve sen onu geçerli bir neden olmadan asacak mısın? Ayrıca ben çalışıyorum. Ben iş başındayken etrafta olman güvenli değil. Bunu şimdiye kadar anlamış olmalıydın.”

April bir şey söylemedi.

“Hadi içeri,” dedi Riley. “Yalnızca birkaç dakikamız var. Bazı eşyalarımı toplamam gerek, tabii senin de. Sonra seni babanın evine bırakacağım.”

Riley, Brian’a dönerek, “Seni de eve götüreceğim.”

“Ben otostop çekebilirim,” dedi Brian.

Riley ona sadece baktı.

“Tamam,” dedi Brian oldukça yılgın. O ve April masadan kalkarak Riley’i evin içine kadar izlediler.

“İkiniz de gidip arabaya binin,” dedi Riley. Çocuklar söz dinleyerek evden çıktılar.

Arka kapıya yeni bir sürgü taktı ve odaları dolaşarak tüm pencerelerin kapalı olup olmadığını kontrol etti.

Kendi yatak odasına giderek seyahat çantasını aldı ve ihtiyacı olan her şeyin içinde olup olmadığını kontrol etti.  Ayrılırken sanki çakıl taşları geri gelmiş olabilir endişesiyle heyecanla yatağına baktı. Bir an burada kalıp, kendisiyle alay etmek için çakıl taşlarını oraya koyan katili yakalamaya çalışmak yerine neden başka bir şehire gittiğini düşündü. Ayrıca April’ın bu hatası onun gözünü korkutmuştu. Fredericksburg’ta güvenle kalabileceği konusunda kızına güvenebilir miydi? Önceden böyle düşünebilirdi ama artık şüpheleri vardı.

Yine de durumu değiştirmek için yapabileceği bir şey yoktu. Yeni bir göreve atanmıştı ve gitmesi gerekiyordu. Arabaya gitmek için dışarıya çıkarken, Peterson’dan bir iz var mı diye kalın, koyu ağaçları gözden geçirdi.

Ama bir iz yoktu.

Bölüm 6

Riley, çocukları Fredericksburg’un lüks bir bölgesine doğru götürürken arabanın saatine baktı ve ne kadar az zamanı kaldığını görerek telaşlandı. Hemen Meredith’in sözleri geldi aklına.

Eğer geç kalırsan, bu bize pahalıya mal olacak.

Belki (yalnızca belki) tam zamanında havaalanında olabilirdi. Yalnızca eve uğrayıp birkaç parça eşya almayı planlamıştı ama şimdi olaylar karışmıştı. Meredith’i arayıp ailevi sorunların onu geciktirebileceğini söylemeyi düşündü. Sonra vazgeçti. Patronu her zaman olduğu gibi isteksiz olurdu. Ondan kendisine anlayış göstermesini bekleyemezdi.

Neyse ki Brian’ın ev adresi Ryan’ın evine giden yol üzerindeydi. Arabayı ön bahçeye çekip durdurduğunda, “İçeri gelip ailene olanları anlatmak istiyorum.” dedi.

“Onlar evde değil,” dedi Brian omuz silkerek.  “Babam alışverişe gitti. Annem de pek evde durmaz.”

Arabadan indi ve dönüp, “Eve bıraktığınız için teşekkür ederim.” dedi.  Brian eve doğru yürürken, Riley, anne ve babasının böyle bir çocuğu evde nasıl yalnız bıraktıklarını merak ediyordu. Bir gencin ne tür belaların içine girebileceğini bilmiyorlar mıydı?

Belki de annesinin bu konuda başka seçeneği yoktur, diye düşündü Riley üzüntüyle.  Ben yargılayamam ki.

Brian eve girer girmez Riley yola çıktı. April yol boyunca hiç konuşmamıştı ve şu an da konuşacağa pek benzemiyordu. Riley bu suskunluğun utançtan mı yoksa huysuzluktan mı olduğunu anlayamıyordu. Kendi kızı hakkında daha bilmediği çok şey olduğunu farkediyordu.

Riley hem kendisi hem de April için üzülüyordu. Daha düne kadar bir arada olmaktan son derece mutluydular. Riley, April’ın bir FBI ajanı olmanın baskısını anlayabildiğini sanıyordu. Sonra dün gece April’ı babasının evinde kalmaya zorlamıştı ve bugün April buna karşı isyan etmişti.

Riley kendisine daha sempatik olması gerektiğini anımsattı. Her zaman asi birisi olmuştu. Ayrıca Riley annesini kaybetmenin ve babasından uzak olmanın ne demek olduğunu biliyordu. April, kendisine de aynı şeyin olacağından korkuyor olmalıydı.

Benim güvenliğim için korkuyor, diye düşündü Riley. Son aylarda April annesinin hem fiziksel hem de duygusal olarak yaralandığına tanık olmuştu. Dün geceki davetsiz misafirin verdiği korkudan sonra April daha çok endişelenmeye başlamıştı. Riley, kızının hisleriyle daha yakından ilgilenmeye karar verdi. Onun yaşındaki herkes Riley’in hayatındaki karmaşa ile baş etmek için zorlanabilirdi.

Riley, Ryan ile bir kez kaldıkları evin önüne çekti arabayı. Bu ev, yan kapısındaki revak ile ya da Ryan’ın dediği gibi porte-cochère ile, büyük ve güzel bir evdi. Artık Riley arabasını evin otoparkına ya da otoparkın güneşliğinin altına bırakmaktansa sokağa park etmeyi tercih ediyordu.

Burda kendisini hiçbir zaman evinde gibi hissetmemişti. Bu saygın bölgedeki komşuluk yaşantısı ona hiç uygun gelmemişti. Evliliğinin, evininin, yaşantısının beklentilerini asla yerine getiremeyeceğini hissetmişti.

Yıllar geçtikçe Riley normal bir yaşantı sürmektense, işini yaparken daha mutlu olduğunu hissetmişti. Sonunda evliliğini, evini ve yaşantısını terkederek bir genç kızın annesi olmanın gereklilikleriye yaşamaya karar verdi.

April arabanın kapısını açarken Riley, ‘’Bekle.’’ dedi.

April ona dönüp merakla baktı.

Düşünmek için fazla beklemeden, “Anladım. Anlıyorum.” Dedi Riley.

April ona şaşkın gözlerle bakıyordu. Bir an gözyaşlarına boğulacakmış gibi göründü. Riley de en az kızı kadar şaşkındı. Onu neyin kendine getirdiğini gerçekten bilmiyordu. Bildiği tek şey, zamanı varken vermemiş olduğu annelik dersi için şu anda hiç zamanı olmadığıydı. Ayrıca tam olarak doğru şeyi söylediğini seziyordu.

Riley ve April arabadan çıkarak birlikte eve doğru yürüdüler. Ryan’ın evde olup olmadığını düşünmüyordu bile. Onunla tartışmak istemiyordu. Zaten esrar olayını da ona söylememeye karar vermişti. Aslında söylemesi gerektiğini biliyordu ama bu konuya vereceği tepkiyle uğraşmak için yeterince zamanı yoktu. Yine de birkaç gün için gideceğini açıklamak zorundaydı. Yıllardır ailenin hizmetçisi olarak çalışmış, şişman, Guetamalalı kadın Gabriela, Riley ve April’ı kapıda karşıladı.  Gabriela’nın gözleri endişeyle açıldı.

Kadın, ağır bir aksanla, “Hija, nerede kaldınız?” diye sordu.

“Afedersin Gabriela,” dedi April usulca.

Gabriela dikkatle April’ın yüzüne baktı. Onun yüz ifadesinden Riley, April’ın esrar içtiğinin farkına vardığını anlıyordu.

Tonta!” dedi Gabriela sertçe.

Lo siento mucho,” diye yanıt verdi April pişman bir ses tonuyla.

Gabriela, “Vente conmigo,” dedi. April’la birlikte uzaklaşırlarken dönüp Riley’e onaylamayan bir bakış fırlattı.

Riley bu bakışın altında ezilmişti. Gabriela onu bu dünyada utandıran birkaç kişiden biriydi. Üstelik April ile çok iyi anlaşıyor ve kendisinin olduğundan daha iyi bir ebeyenlik yapıyordu ona.

Riley, Gabriela’nın ardından seslendi, “Ryan burada mı?”

Ваша оценка очень важна

0
Шрифт
Фон

Помогите Вашим друзьям узнать о библиотеке

Скачать книгу

Если нет возможности читать онлайн, скачайте книгу файлом для электронной книжки и читайте офлайн.

fb2.zip txt txt.zip rtf.zip a4.pdf a6.pdf mobi.prc epub ios.epub fb3

Популярные книги автора