Amy Blankenship - Bağlayan İlişkiler стр 8.

Шрифт
Фон

Kapılar açıldığında, kapının açık kalması için Hunter kapının kenarından tuttu. “Üzgünüm Angel, Tristian’a anlatmamasını söyledim. Bizim için endişelenmeni istemedim.” Angel’ın istese ona kızmak için her hakkı olacağını bilerek gözlerini kapattı.

“O zaman şimdi anlat.” Angel kötü bir şeyler hissetti. Hunter ondan hiç sır saklamamıştı ve Angel artık bunun bitip bitmediğini merak ediyordu. “Neyi bilmiyorum?”

“Annem geçen ay, ev kazayla yandığında öldü,” hala konuşmak istemeyerek yutkundu. “İtfaiye, yemek yaparken uyuyakaldığını söyledi.”

Angel'ın dudakları, gözleri yaşlarla dolarken aralandı. “Aman tanrım, Hunter. Çok üzgünüm. Keşke bana söyleseydin. Hemen geri dönerdim.”

“Beni böyle görmeni istemedim,” son yarım saatte üçüncü kez kollarıyla sarmalarken itiraf etti.

Durdurma düğmesine uzanıp dokunurken kapının kapanmasına izin verdi. Avuçlarını sırtına dayayan Hunter kendisini durduramazdı, saçlarının kokusunu içine çekmek içindeki acıyı yumuşatmıştı. Bu acının annesiyle hiçbir ilgisi yoktu.

Angel onu rahatlatmaktan başka bir şey yapmak istememişti, fakat bedenleri dokunduğunda kendini asansörün duvarına yaslanmış buldu ve Hunter’ın bacaklarından biri bacaklarının arasından itti ve ikisi de kendini alevler içinde buldu.

“Oh tanrım, Angel,” Hunter Angel’ın boynunun yumuşak teninde mırıldandı, bacağındaki pantolona rağmen Angel’ın orasındaki ateşi hissediyordu. Kalçalarını sıkıca avuçlayarak Angel’ın başını kaldırdı ve sinirli bir öpücük kondurdu. Hunter’ın elleri Angel’ın ellerini yakalamak için kollarının arkasında gezindi, biraz baskın olmanın Angel’ı hareketlendireceğini bilerek ellerini duvara bastırdı. Seks olarak sayılırsa uzun zamandır sevgililerdi.

İlk önce, Angel’da onu öptü, Hunter’ın sebep olduğu duygular arasında kaybolmuştu fakat Ashton’ın görüntüsü zihninde belirince öpüşmeyi keserek kafasını çevirdi. Hunter boynunda sıcak bir şekilde soluduğunda Angel hafifçe inledi. Ellerini ondan çekip göğsüne dayadı ve Hunter’ı itti.

“Hunter?” Angel, bakarsa ne göreceğinden korkarak, gözlerini yere dikti. “Üzgünüm. Ben…”

“Shhh,” parmağını çenesine hafifçe koydu ve kaldırdı böylece Angel ona baktı. Angel’ın neden durduğunu zaten biliyordu. Ashton Fox zaten kaybetmişti, ama Angel bunu henüz bilmiyordu. Angel’ın sadece basit bir öpücükle böyle nefes almasını dinlerken Hunter’ın gözleri çekici bir şekilde karardı.

“Üzülme, beni sevdiğin için asla üzülmemelisin. En azından anneme olanları anlatmadığım için beni affettiğini biliyorum.” Hunter kendini zorlayarak geri adım attı, asansör kapısının açılması için düğmeye bastı ve Angel’ın gitmesine izin verdi.

Angel, onunla yalnız kalma konusunda artık kendine güvenmiyordu, asansörden kaçtı, hazır olduğunda annesi hakkında konuşacağını biliyordu. Hunter’ın gittiğinden emin olduğunda adımlarını yavaşlattı.

Zavallı Hunter ve Ray. Annelerine karşı her zaman çok nazik olmuşlardı ve anneleri de onları çok fazla sevmişti. Angel çoğunlukla annesiyle böyle bir ilişkisi olmasını dilediğini hatırlıyordu. Fakat annesi ona yabancıydı ve hep öyle olmuştu.

Asansör kapısı Angel’ın arkasından kapandığında Hunter ellerini az önce Angel’ı tuttuğu yere dayadı ve sinirle itti. Ona kadar saymak işe yararsa. Gözlerini kapatarak yaptı ve nefesini normale döndürmek için zorladı. Doğrulup gözlerini açtığında yine kusursuz bir şekilde sakinleşmişti.

Cep telefonunu açarak, kız kardeşinin yerleştiğini söylemek için Tristian'ın numarasını çevirdi. Hunter cep telefonunda sinyal olmadığını görerek kaşlarını çattı.

Angel odasına girdi ve her şeyin taşınmadan önceki gibi bırakıldığını görerek gülümsedi. Gözlerini kapatırken kendini mutlu bir iç çekişle yatağa doğru attı. Bunu yapar yapmaz Hunter’la asansörde yaptıkları aklına geldi ve bu tüm vücudunu yaktı.

Angel o kadar uzun süre ayrı kalmıştı ki Hunter’ın onu bu kadar arzulayacağını anlamamıştı. Tristian birisiyle çıkmaya başlamıştı, Hunter neden yapmıyordu?

Ashton’la çıkmaya başladıktan sonra Angel Hunter ve Tristian’la ilgili hatıralarını engellemeye çabalamıştı. Ama şimdi geri dönmüştü ve şimdiden kalbinin tekrar parçalara ayrıldığını hissediyordu. Angel her ikisine de o kadar uzun süredir aşıktı ki ilk başta Ashton’la çıkmasının sebebi buydu, unutmak. Fakat şimdi asansörde Hunter ona dokunduğunda en kötü korkusu onaylanmıştı, Ashton’ı sevmiyordu ve Ashton asla Hunter gibi hissettirmiyordu.

Avuçlarını karnının altına koydu ve yavaşça aşağıya bacaklarının arasına doğru kaydırdı, böle yaptıkça vücudu yay gibi oldu. Hunter’ın hayaliyle gözlerini kapadı ve görüntüler Tristian’ın ateşli dokunuşlarıyla değişti.

Bölüm 3 “Kıskançlık”

Tristan yumuşak müziği bazı alternatif rock ile değiştirdiğinde neredeyse karanlıktı, Tiki-Bar'ın altına gizlediği şarap şişesini yakaladı. Üç bardak aldığında dudaklarının arasından bir gülümseme belirdi. Geçtiğimiz günlerde, büyük binanın altında bulunan gizli koridorlarda dedesinin gizli şarap mahzenini bulmuştu.

Diğer aile üyelerinin dar koridorlardan haberdar edilmemesi, Tristian'ın dedesi hakkında memnun kaldığı tek şeydi. Şimdi kendi küçük sırrı vardı ve bu ana kadar bunu sadece Angel biliyordu ve o da örümcek ağlarıyla kaplı mezarlıkları gezecek bir tip değildi.

Ashton'un yan girişten geldiğini görünce, ona seslenip elini salladı. “Aileyle tanışma zamanı.” Tristian, ikizlerin Stacey'i eğlendirdikleri döşemeli piknik masalarından birine götürdü.

“Tamam. Henüz içmeye başlamadım ama çift görüyorum,” Ashton buzları eritmesini umarak şaka yaptı.

Onları duyan Damien ve Devin, Tristian'ın masanın üzerine koyduğu bir şişe şarabı görüp bakışlarıyla onu izlemeye başladı.

“Hey, bu dedemin gizli mahzenindeki şişelerden biri. Uzun zaman önce, büyükbabamla babamı bunlardan birini içerken görmüştüm.” Devin şişeyi kaptı ve merakla mantara baktı. “Bunu hangi cehennemden buldun?”

Ваша оценка очень важна

0
Шрифт
Фон

Помогите Вашим друзьям узнать о библиотеке

Скачать книгу

Если нет возможности читать онлайн, скачайте книгу файлом для электронной книжки и читайте офлайн.

fb2.zip txt txt.zip rtf.zip a4.pdf a6.pdf mobi.prc epub ios.epub fb3

Популярные книги автора