Amy Blankenship - Bağlayan İlişkiler стр 7.

Шрифт
Фон

Hunter ‘en iyi arkadaş’ kelimeleriyle dondu. Angel’ın iyi bir şey gibi söylediği bu söz her zaman onun midesine yumruk gibi oturmuştu. Hunter, kollarıyla onu sararak başının üstünü öpmek için eğildi, sesini kontrol etmeye çalışıyordu. “Biliyorum.”

Ona bütün sırlarını anlattığından beri bu terimi kullanmıştı, hatta Tristian hakkındaki sırları bile. Bir keresinde abisine aşık olduğunu söylemişti. Hunter ondan sonra onu dağa götürmeye ve abisinin hissettiremeyeceği şeyleri göstermeye başlamıştı.

Bu, Tristian ile aralarındaki dönüm noktasıydı çünkü Angel’ın gizli duygularının tek taraflı olmadığını biliyordu. Umutsuzluğuna rağmen, Angel’ı ikisine de aşık olduğuna ikna etmeye çalıştı.

Kendini geri çekerek kolunu Angel’ın omzuna koydu ve onu bahçenin dışına götürmeye başladı. “Bahse girerim o korkunç uçuştan kaçma şansınız olmadı,” Tristian kadar helikopterden nefret ettiğini bilerek gülümsedi.

“Biliyorsun, bunu yapmamak için büyükannenle konuşabilirdin,” dedi ona toslarken. “Eskiden onunla her şeyi konuşabiliyordunuz.”

“Yapmazsın,” Hunter sırıttı. “Helikopter yolculuğu için beni suçlamayın. “Ayrıca, büyükannenin son zamanlarda daha gezmesine izin verdim.” Çimlerin arasından dışarı yürüdüler. Ashton'un odasını tam olarak gördüklerini biliyordu, bu yüzden inadına yavaşlamıştı. Kimse onu aziz olmakla suçlamamıştı.

“Sen benim kahramanımsın, biliyor musun?” Angel onu durdurmak için çekti böylece ona baktı. “Eğer sen büyükannem kalp krizi geçirirken onu bulmasaydın…” her sesi fısıltıya dönüştü, “onun hayatını kurtardın.”

Ashton, tuvaletten çıkarken havluyu belinin etrafına sardı. İstediği şey buydu, haftaya başlamak için uzun ve sıcak bir duş. Belki Angel'ın ailesi üzerinde çok iyi bir izlenim bırakabilir ve iddiasını sürdürebilirdi. Angel’da olduğu kadar bir kızı etkilemek için hiç bu kadar çabalamamıştı.

İkiyüzlü ve hain bir fahişe olan son kız arkadaşından iyi bir ders almıştı, Angel’dan değil. Hâlâ en basitten öpücük almak için eğlendirmek zorunda kaldığı, küçük, tatlı bir ev kızı ve bakire olduğunu söyleyebilirdi. Bu, onu rahatsız etmemişti bile. Eğer seks istese buna can atacak bir sürü fahişe vardı, bu yüzden Angel ile vakit geçirebilirdi.

Şifonyerin aynasından bakarak saçını kurutmaya başladı, aynadan bir şey görerek durdu. Pencereye döndü ve Angel ile Hunter’ın sanki sırlarını paylaşıyorlarmış gibi çok yakın durduklarını gördü.

Çenesindeki kaslarını zorlayarak dişlerini sıktı, kız arkadaşını ve en iyi arkadaşım dediği Kızılderili çocuğu izlerken. Her nasılsa Hunter’ın aynı şeyi hissettiğini düşünmüyordu, tanıdığı hiçbir adamın düşünmeyeceği gibi.

“Angel, büyükannen hiçbir sebep olmamasına rağmen her zaman bana ve Ray’e çok iyi davrandı. Ona olanlardan nefret ediyorum,” Hunter yalan olduğunu bilerek iç geçirdi. Eğer Isabel Hart kalp krizi geçirmemiş olsa, Angel şu anda burada olmayacaktı. Yaptığı şeyi bilerek içeri girdi.

Kabilesinden gelen Şaman, ona şifalı ya da zarar verici her şeyi otlarla, vücuda ne yaptıklarını öğretmişti. Bu bilgiyi almış ve Isabel'in hafif kalp krizine neden olması için doğru karışımı oluşturmuştu. Angel'ın geri geleceğini düşünebildiği tek şey bu olmuştu.

“Onu bulduğum için herhangi bir övgü hak etmiyorum,” Hunter vicdan azabı ile itiraf etti.

Angel hafifçe gülümsedi, çünkü Hunter'ın bedeninde kibirli bir kemik bile yoktu. Yaptıklarını ne derece takdir ettiğini bilmesi için, ayakuçlarında yükseldi ve dudaklarına yumuşak kısa bir öpücük kondurdu.

Onu geri çekerken gözleri bir araya geldi ve kaldı. Angel midesine ve kalçasına saplanan yıldırım çarpmalarını hissederek içini çekti. Bu duygusu içinde ilk defa hissedişi değildi fakat Hunter’a karşı ilk hissedişiydi. Artık bir erkek arkadaşı vardı, bu tabu Hunter’ı ezmişti.

Angel geri çekildiğinde yutkundu. “Büyükannemi kurtardığın için teşekkürler. Onu kaybetseydim ne yapardım bilmiyorum”

Hunter, Angel’ın ikisinin de hissettiklerini inkâr ettiğini anlayarak kaşlarını çattı. Belki inkâr etmeyerek fakat kesinlikle reddederek. Onun kaçmasına izin vermeye niyeti yoktu, aslında Angel’a onu kolayca unutamayacağını hatırlatmak niyetindeydi.

Uzandı, elini tutup ön kapıya doğru yürüdü. “Haydi, seni yerleştirelim”

Ashton pencereyi o kadar sıkı tuttu ki, ahşabın ses çıkardığını duydu. Angel daha önce kıskanmak için bir neden vermemişti, ama Hunter'a bakışını ve onu öpüşünü sevmemişti. Hem de hiç sevmemişti. Bu eve onun kendini başka erkeklere atışını izlemek için gelmemişti.

Angel, Hunter’ı öpüşünün sebep olduğu sarsıntıyla asansöre bindi. “Peki, ben nerede uyuyacağım?” bunun eskiden oynadıkları bir oyun olduğunu bilerek gülümsedi.

Tristian, Ray, Hunter ve kendisi kayıt defterini masadan çalacak, insanların odalarını değiştirecek ve karmaşaya neden olacaklardı. Oldukça eğlenceli olmasına rağmen başları hep belaya giriyordu şimdi ise kendilerine bağırılan birçok şeyin sorumlusu Hunter’dı.

Hunter omzunu silkti, “kardeşinin yanında olmak istersin diye düşündüm.” Uzandı ve dördüncü katın düğmesini bastı. BU yüzden seni eski odana yerleştirdim.”

“Hala büyük bir odamın olduğunu duyduğuma sevindim,” yukarıda olanların, aşağıda olanlardan çok daha büyük olduğunu bilerek gülümsedi. Artı, tamamen evde olduğunu hissetmek iyi olacaktı. “Teşekkürler.”

“Hep ikinizin biraz şımarık olduğunu düşünmüştüm,” Hunter alay etti. “Bu yüzden de taşınmaya karar verdim.” Anahtarı cebinden aldı. Geçen ay taşınırken onun odasının yanını almıştı. Çok uzakta olmasına rağmen ona daha yakın hissetmesini sağlamıştı.

“Ne zaman Mabet’e taşındın?” Angel sordu. O ve Ray her zaman gidip geldiler, böylece geceleri anneleri ile birlikte kalabildiler. Ray ehliyetini almadan önce bile. O ve Ray annelerini çok seviyorlardı ve her zaman bakım altına alındığından emin olmak istiyorlardı.

Ваша оценка очень важна

0
Шрифт
Фон

Помогите Вашим друзьям узнать о библиотеке

Скачать книгу

Если нет возможности читать онлайн, скачайте книгу файлом для электронной книжки и читайте офлайн.

fb2.zip txt txt.zip rtf.zip a4.pdf a6.pdf mobi.prc epub ios.epub fb3

Популярные книги автора