Блейк Пирс - Kaybedilen стр 9.

Шрифт
Фон

Cümlesini ‘’güzelce’’ diyerek bitirme isteğini bastırmıştı. Sonra birden, esir alınıp işkence görmeden önce, iş başındayken bu kelimeyi kullanmaya alışkındı. Evet, eskiden olanların etkisi geri geliyor ve aynı karanlık takıntının içinde yeniden büyümeye başladıını hissediyordu. Çok yakında geri dönüş olmayabilirdi.

Ama bu iyi miydi yoksa kötü mü?

“Frye’nin gözlerindeki ne?” diye sordu fotoğrafı göstererek. “Bu mavi doğal görünmüyor.”

“Kontakt lensler.” diye yanıtladı Bill.

Riley’in sırtındaki ürperme artmıştı. Eileen Rogers’ın cesedinde lensler yoktu. Bu önemli bir fark.

“Peki cildindeki bu parlaklık nedir?” diye sordu.

“Vazelin.” dedi Bill.

Diğer bir önemli fark. Düşüncelerinin nefes kesici bir hızla yerine oturduğunu anlıyordu. “Adli tıp perukta bir şey buldu mu?” diye sordu Bill.

“Parça parça ucuz perukların birleştirilmesinden başka henüz bir şey bulmadı.”

Riley gittikçe heyecanlanıyordu. Son cinayette katil basit, tek parça bir peruk kullanmıştı, parça parça birleştirilmiş bir tane  değil. Tıpkı gül gibi o kadar ucuzdu ki adli tıp inceleme yapamamıştı. Riley, bulmacanın parçalarının bir araya geldiğini hissediyordu. Tümü ortaya çıkmamıştı ama büyük bir kısmı oluşmuştu.

“Adli tıp bu peruk hakkında ne yapmayı düşünüyor?” diye sordu Riley.

“Geçen seferkinin aynısını: Lifleri araştırıp, saç ürünleri satan mağazalarda arayacaklar.”

Kendi sesinin şiddetinden ürkerek:  “Zamanlarını boşa harcıyorlar.’’ dedi Riley. Bill ona baktı. Belli ki hazırlıksız yakalanmıştı.

“Neden?”

Riley, Bill’den bir iki adım öncesini düşündüğünde hissettiği benzer sabırsızlık duygusunu hissediyordu.

“Bize göstermek istediği fotoğrafa bak. Mavi lensler gözleri doğal değilmiş gibi gösteriyor. Göz kapakları dikilmiş. Böylece gözler kocaman açık kalıyor. Vücut desteklenmiş, bacaklar sapıkça iki yana açılmış. Cildin plastik gibi görünmesi için vazelin sürülmüş. Peruk, insan peruklarından değil oyuncak bebeklerin peruklarından parçalanarak yapılmış. Her iki kurbanın da ekrandaki çıplak bebekler gibi görünmesini istedi.’’


Bill, “Aman Tanrım.” dedi hararetle notlarını alırken.  “Neden bunu Daggett’e son kez geri geldiğimizde görmedik?”

Riley için yanıt o kadar açıktı ki sabırsızlanıyordu.

“Katil henüz bu işte yeteri kadar iyi değil.” dedi. “Mesajı nasıl göndereceği üzerinde çalışıyor hala. Devam ettikçe öğreniyor.”

Bill not defterinden başını kaldırıp ona hayranlıkla baktı.

“Kahretsin, seni özlemişim.”

Riley her ne kadar bu iltifattan memnun olsa da daha büyük bir gerçeğin yolda olduğunu anlıyordu. Ve yılların tecrübesine dayanarak biliyordu ki bunda bir zorlama yoktu. Yalnızca gevşemişti ve gelmesine izin vermişti. Sessizce kayanın üzerine çömeldi ve olmasını bekledi. Boş boş beklerken pantolonunun paçasına yapışan çöpleri topladı.

Ne kötü bir can sıkıntısı, diye düşündü.

Birden gözleri ayaklarının altındaki taşa takıldı. Orada bazısı tüm, bazısı parçalara ayrılmış çöpler, kendi topladıklarının ortasında duruyorlardı.

Sesi heyecandan titreyerek, “Bill,” dedi, “cesedi bulduğunuzda bu çöpler burada mıydı?”

Bill omuzlarını silkti. “Bilmiyorum.”

Elleri heyecandan her zamankinden fazla titrerken, bir dizi fotoğraf alarak, içlerinde cesedin önden görünüşünü gösteren bir resim aradı. Orada, gülün etrafındaki açık bacakların arasında bir grup küçük karaltı vardı. Bunlar çöplerdi, kendi bulduklarının tıpatıp aynısı çöpler. Ama hiç kimse onların önemli olduğunu düşünmemişti. Kimse onların daha net, daha yakın fotoğrafını çekmeyi düşünmemişti. Hatta cinayet yeri temizlenirken kimse onları kaldırmayı gerekli görmemişti.

Riley gözlerini kapatarak tüm hayal gücünü çalıştırdı. Kendisini sersemlemiş hissediyor, başı dönüyordu. Bu çok iyi bildiği bir histi. Bu uçuruma düşme, korkunç siyah bir boşluğa, katilin kötü zihnine girme hissiydi. Onun ayakkabılarını giymiş, onun deneyimlerinin içine girmişti. Burası çok tehlikeli ve korkunç bir yerdi. Ama Riley’in ait olduğu yerdi. En azından şimdilik… Onu kucakladı.

Katilin, yakalanmayacağından emin olarak, hiç acele etmeden bedeni geçitten aşağıya, nehire sürükleyişini hissetti. Mırıldanmakta ya da ıslık çalmakta iyi olmalıydı. Katilin, cesedi kayaya yerleştirdiği andaki sakinliğini, sanatını ve becerisini hissetti.

Ve onun gözündeki tüyler ürpertici tabloyu görebiliyordu. Katilin işini iyi yapmaktan duyduğu derin başarı duygusunu -bir davayı çözdüğünde kendisinin hep yaşadığı başarmanın sıcak duygusunu- hissetti. Katil, kendi işine hayran olmak için bu kayanın üzerine çökmüş, bir an (ya da istediği kadar) durmuştu.

Ve pantolonunun bacaklarındaki çöpleri koparıp atmıştı. Bunun için zaman harcamıştı. Özgür ve temiz olmak için beklemek onu rahatsız etmemişti. Ve Riley neredeyse katilin sesli söylediği kendi kelimelerini duyabiliyordu.

“Ne kötü bir can sıkıntısı.”

Evet, çöpleri temizlemek için zaman harcamıştı.

Riley içini çekti ve gözlerini açıp kapadı. Çöpler elindeyken, onların ne kadar yapışkan ve dikenlerinin de kanatacak kadar keskin olduklarını farketti.

“Bu çöpleri toplayalım.” dedi. “Küçük de olsa DNA bulabiliriz.”

Bill’in gözleri büyüdü. Ağzı emniyetli, kilitlenebilen bir poşet ve cımbız aldı. Çalışırken aklı çok hızlı işliyordu. Henüz bitmiş değildi.

“Başından beri yanıldık.”  dedi Riley. “Bu onun ikinci cinayeti değil. Üçüncü cinayeti.”

Bill durdu ve ona şaşırarak baktı.

“Nereden biliyorsun?” diye sordu.

Riley, titremesini kontrol etmeye çalışırken bütün bedeni kasılıyordu.

“Çok ilerlemiş. Çıraklık dönemi bitmiş. Artık bir profesyonel o. Artık kendini aşıyor. İşini seviyor. Hayır, bu onun en az üçüncü cinayeti.”

Riley’in boğazı düğümlenmiş ve yutkunmakta zorluk çekiyordu.

“Ve bir sonraki için fazla zaman kalmamış.”

Bölüm 7

Bill kendisini gerçek olmayan bir mavi göz denizinde buldu. Genellikle davalarıyla ilgili kabus görmezdi. Şu an da onlardan biri değildi ama kesinlikle onlardan biri gibiydi. İşte burada, oyuncak bebek mağazasında, her tarafta sonuna kadar açık, parlak ve dikkat çekici, küçük mavi gözler vardı.

Üstelik bebeklerin sürekli gülümseyen yakut rengi kırmızı dudakları da rahatsız ediciydi. Özenle taranmış yapay ve sert saçlar çok katı ve hareketsizdi. Bütün bu detayları bir araya getirdiğinde  Bill, katilin kurbanlarını elinden geldiğince yapma bebeklere benzetme niyetini nasıl anlayamadığını merak etti. Aradaki bağlantıyı Riley kurmuştu.

Geri döndüğü için şükürler olsun Allah’ım, diye düşündü.

Bill hala onun için endişelenmekten kendini alamıyordu. Mosby Park’ta gösterdiği başarıya hayran kalmıştı. Ama sonrasında onu eve bırakırken Riley yorgun ve morali bozuk görünüyordu. Tüm yol boyunca çok az konuşmuştu. Hatta bu bile onun için çok fazlaydı.

Yine de Bill, Riley’in şu an burada olmasını istemişti. Daha çok yeri daha çabuk tarayabilmek için ayrılarak araştırma yapmaya Riley karar vermişti. Bill buna karşı çıkamazdı. Riley, kendisi altı ay önce baktıkları suç alanına bakarken Bill’den oyuncak bebek satılan dükkanlarına gitmesini istemişti.

Bill etrafına bakınıp kafasının içinde Riley’in bu dükkanda olsa ne yapacağını merak etti. Bu mağaza bugün ziyaret etiklerinin içinde en lüks olanıydı. Capital Beltway’in kenarındaki bu mağazayı muhtemelen Kuzey Virjinya civarından pek çok zengin müşteri ziyaret ediyordu.

Etrafı dolaşarak kolaçan etti. Gözüne küçük bir kız takıldı. Dağınık gülümsemesi ve solgun teniyle ona özellikle son kurbanı anımsatmıştı. Üstelik yakasında, manşetlerinde ve eteklerinde bir sürü dantel olan pembe bir elbiseyle, rahatsız edici bir şekilde kurban ile neredeyse aynı pozisyonda oturuyordu.

Ваша оценка очень важна

0
Шрифт
Фон

Помогите Вашим друзьям узнать о библиотеке

Скачать книгу

Если нет возможности читать онлайн, скачайте книгу файлом для электронной книжки и читайте офлайн.

fb2.zip txt txt.zip rtf.zip a4.pdf a6.pdf mobi.prc epub ios.epub fb3

Популярные книги автора