Kyoko baÅını kaldırıp devasa binaya baktı. Burası ona, bilinmeyen bir geçmiÅteki büyük bir Åato gibi görünüyordu. Kendi kendine sırıttı. Buna engel olamıyordu. Bursu ve aslında burada yaÅayacaÄını öÄrendiÄinden beri hala mutluydu.
Arkasındaki Tamaâya baktı. Ãantaları taÅımak ve yerleÅmesine yardım etmek için onunla gelmesinin büyük desteÄi olmuÅtu. Kyoko, annesi ve büyükbabasının evde kalıp orada vedalaÅmalarına dair konuÅtuÄu için memnundu. Åimdi bu büyük özgürlükle neredeyse sersemlemiÅ hissediyordu ve tadına vararak derin bir nefes aldı.
âKyoko, bütün gün orada dikilecek misin, yoksa gidip yatacaÄın odayı bulacak mıyız?â Manzara onu da etkilese de Tama homurdandı. BaÅını kaldırıp, ana kapıya yönelen devasa kemere ÅaÅkınlıkla baktı.
Kyoko haritayı elinde tuttu ve üniversitenin saÄ tarafına baÄlanan heybetli binayı iÅaret etti. âBu doÄru bina olmalı.â Döndü ve Tamaâya göz kırptı. âBu sabah bana yardım ettiÄin için teÅekkür ederim.â
Tama biraz utanmıŠhissederek sırıttı. âElbette Kyoko, nihayet senden bir süreliÄine kurtuluyorum, bu yeterli karÅılık olur.â BaÅını eÄerek savuÅtu ve gülmekten ölerek bir süre ondan kaçmaya çalıÅtı.
Kyoko onu kovalamaya baÅladı, ama üzerinde bazı gözler hissederek yolun ortasında durdu.
Rüzgar, kestane rengi saçlarını yüzünden uzaklaÅtırırken, kimin gözlerinin üzerinde olduÄunu merak ederek binaya baktı ama daha fazlasını göremedi. Son birkaç yıldır tuhaf Åeyleri hissedebiliyordu ve orada birinin olduÄunu⦠onu izlediÄini, Åüphe götürmez biçimde biliyordu. Neredeyse ona dokunduklarını hissediyordu.
Yukarıdaki pencerede bir hareket gördüÄünü düÅündü, ama daha yakından inceleyince boÅ olduÄuna karar verdi. Kyoko bu garip hissin yok olduÄunu fark ederek iç geçirdi. Hayal kırıklıÄının kaybolmasını beklerken yumuÅak bir Åekilde alt dudaÄını ısırdı. BoÅ vererek en sonunda kapıdan içeri giren Tamaâya yetiÅti. İkisi de etrafa bakınırken donup kaldı.
Yukarıya doÄru bakarken "bu yer bir harika,â diye fısıldadı Tama, ardından ciddi bir sesle ekledi. âBu haritayı saklamak isteyebilirsin⦠eÄer seni tanıyorsam burada kaybolacaksın.â
Kyokoânun gözleri ana salonun içinde dolaÅırken, onu duymuyormuÅ gibiydi. İçinde bulundukları oda, diÄer katlara doÄru spiral bir biçimde kıvrılan merdivenleriyle en az üç katlı bir bina uzunluÄundaydı. Bir tarafta büyük bir kütüphane varken diÄer taraf dinlenme alanına benziyor ve ortasındaki yüksek tonozlu tavanda asılı devasa bir avize bulunuyordu.
âBunun düÅtüÄünü görmek gerçekten hiç hoÅuma gitmezdiâ diye havayı iÅaret ederek baÅıyla onayladı.
Konforlu mobilyaları olan oturma alanları aÅaÄıdaydı. Sabahın çok erken bir saati olsa da Åimdiden kalkmıŠolan öÄrenciler oradaydı ve bir takım iÅlerle meÅguldüler. Burada mümkün olduÄu kadar erken bulunmak istiyordu ve saat Åu an sabahın 7:30âuydu. Nereye gitmesi gerektiÄini merak ederek hızlıca kaÄıda göz gezdirdi.
Sızlanarak omzunun üstünden Tamaâya bakıp önlerindeki spiral merdivenleri iÅaret etti. Kyoko, aslında taÅındıÄından dört tane valizi vardı ve çok aÄırdılar.
Tamaânın suratı asıldı. âÅaka yapıyor olmalısın.â En büyük valizin sapını, bu sefer tekerleklerin bu kez iÅe yaramayacaÄını bilerek bıraktı. âBaÄıra baÄıra aÄlardım ama 12 yaÅındayım.â
Kız kararlılıkla omuzlarını kaldırdı.
Arkalarından bir erkek sesi, âSiz Bayan Kyoko Hogo musunuz?â diye sorduÄunda Kyoko irkildi.
Aniden dönerek, âEvetâ dedi.
Ãok yakıÅıklı bir adamla yüz yüze geldiÄinde gözleri büyüdü. Korkutucu buz mavisi gözleri ve at kuyruÄu Åeklinde toplanmıŠuzun koyu renk saçları vardı. Korku dolu bir saygıyla bakarken, tuhaf bir rüzgarın yüzünü okÅadıÄını hissetti. YumuÅak saçlarının uçları, bu rüzgarın çarptıÄı yüzünü gıdıkladı.
Adam ona çok çekici bir gülüŠsunuyordu. Sonra onu ÅaÅkınlıÄa düÅürerek parmaklarını Åıklattı ve iki adam hiç yoktan ortaya çıkarak çantalarını alıp onlarla beraber yukarı çıktılar. Onları izlerken Kyokoânun gözleri büyüdü, ama bir Åey diyemeden önce diÄer adam ellerini kendisininkilerin içine aldı ve dudaklarına götürerek ona prenslere yakıÅır bir Åekilde bir öpücük verdi.
"Benim adım Kotaro ve sizin gibi çekici birinin çok aÄır bir Åey taÅımak zorunda kaldıÄını görmek istemiyorum. Åimdi, beni takip ederseniz, size kalacaÄınız yeri göstereceÄim.â Kotaro elini, kendi elinin içinde tutarak özgüvenle döndü ve merdivenleri çıkmaya baÅladı.
Adamın parmakları ve kolundaki ani ısınma vücuduna yayılmaya baÅlamıŠgibi duruyordu⦠koruyucu kanını uyandırarak. Bu saklaması gereken bir sırdı. Kotaro, sabırla beklediÄi kiÅinin o olduÄunu bilerek kızın elini hafifçe sıktı. Odaya girdiÄi anda bunu hissetmiÅti.
Kyoko kendi kendine âTanrı beni centilmen erkeklerden korusun. Neyin içine düÅtüm böyle?â diye düÅünerek nazikçe kaÅını kaldırdı.
Dönüp, aÄzı açık orada dikilen Tamaâya omuz silkti. Kyoko baÅını yana eÄdi ve bir kaÅını kaldırdı. âTama dikkatli ol, böyle durursan sinekleri avlayabilirsin.â Sonra o toparlanamadan döndü ve sadece Kotaro olarak tanıdıÄı adamın esnek biçimini takip etti.
Gizlice, kendisi ve Tamaânın puanlarını tuttuÄu hayali yazı tahtasına zihninden tebeÅirle yazdı. Merdivenlerden yukarı çıkarlarken burnundan soluduÄunu duydu ve artık oyunu kazandıÄını biliyordu.
Merdivenlerden inen baÅka bir genç çocuÄun yanından geçtiler ve çocuk geçerken bakmadı bile, Kyoko kalbinden bir Åeyin hızla geçip gittiÄini hissederek nefesi kesildi. Ãocuk neredeyse yavaÅ hareketlerle geçerken bütün sesler kayboldu. Sonra kalbi bir atıÅlık tekleyip ardından hızlanınca her Åey normale döndü.
Teninden, bir Åeyi özlüyormuÅ gibi⦠veya daha ziyade bir Åeyi kaybetmiÅ ve korkunç Åekilde özlüyormuÅ gibi bir rahatsızlık hissi geçti. Bu garip tepkiden kurtulmayı çalıÅırak, bilmemesinin daha iyi olduÄunu düÅünüp yanından geçip gidenin kim olduÄuna bile bakmadı.
Tama, Kyokoânun zihninden homurdanmasını neden olacak Åekilde, âEvet, en azından burada aÄzının suyunu akıtmak için yeterince erkek varâ diye fısıldadı.